Cumhuriyetimizin 100. Yılı vesilesiyle ASBÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü “Türk Dış Politikasına Yüzyıllık Bakış” başlıklı bir panel düzenledi.
Panelde Türk Dış Politikasının 100 yılda edindiği tecrübeler ve gelecekte karşılaşacağı yeni meydan okumalar konusunda yapabilecekleri masaya yatırıldı. Panelin ilk konuşmacısı olan Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Mehmet Akif Kireçci Türkiye’nin dış politika yapım sürecinde yüz yıldır tekrar eden çeşitli sorun ve konuların varlığına dikkat çekti. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu mirasının bu süreklilik üzerinde büyük etkisi olduğunu vurgulayan Kireçci, başta coğrafya olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin devraldığı bu mirasın güçlü olunduğunda bir fırsat ancak güçsüz dönemlerde ise büyük bir meydan okuma teşkil ettiğini belirtti.
Panelin ikinci konuşmacısı olan Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyemiz Prof. Dr. Murat Yeşiltaş da Türk Dış Politikasında var olan stratejik kültür eksikliğine ve bu konuda tutarlı bir çerçeve çizilememesine vurgu yaptı. Özellikle bilişsel, çevresel ve sistemik faktörlerden oluşan bu stratejik kültürün Cumhuriyet tarihi boyunca tüm yönetici elit tarafından benimsenen ve o strateji çerçevesinde politikaların oluşturulduğu bir noktaya hiç evirilemediğini ve önümüzdeki dönemde Türkiye Yüzyılı çerçevesinde Türk dış politikasının öncelikle karar vermesi gereken noktanın burası olduğunu belirtti.
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyelerinden Doç. Dr. Özgür Özdamar da Türk Dış Politikası başarılı mı sorusuna cevap arayan bir sunum gerçekleştirdi. Özdamar, devletlerin toplumlarına karşı sorumlu olduğu temel iki alan olan güvenlik ve refah sağlama konularında Türk Dış Politikasının güvenlik konusunda oldukça başarılı, refah konusunda ise kısmen başarılı olduğunu belirtirken, üçüncü bir alan kimliksel tatmin ve konsensüs konusunda kat edilmesi gereken mesafeler olduğunu vurguladı.
Panelin kapanış konuşmasında Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanımız Prof. Dr. Muhittin Ataman yeni dönem Türk Dış Politikasının anahtar kavramının stratejik otonomi olacağını ve bu dönemde Türkiye’nin karışılacağı yeni zorlukların hem nedenlerinin hem de çözümlerinin bu anahtar kavramda aranması gerektiğinin altını çizdi.